8 Aralık 2014 Pazartesi

Benim düşüncem şudur ki dostlar, insan hayatı boyunca bir kez aşık olur. Ondan öncekiler aşk sandıklarımızdır sadece. Gerçek aşkı o kişide bulur, aşkı o kişiyle anlamlandırırız. Ondan sonrakiler ise bizim kendimizi avutmamızdır, gerçek aşkın yerine koymaya çalıştıklarımızdır. Ondan sonrakiler diyorum, çünkü vuslat varsa aşk yoktur. Kavuşamadığımızda aşk sonsuz kalır. Ulaşamadığımız hergün gözümüzde büyür, unutulmazımız olur. Aşk dediğin, karmaşık nahoş bir şeydir. Sarhoş olmayı istemek ya da istememek; kontolü elinde tutmak veya çekip gitmek gibidir. Burada karaladığım birkaç satır ve gözlerimin önünden silinmeyen bir yüz... Özlediğim ve bir o kadar da uzak olduğum bir yüz gibidir...
Yağmur insana başka seçenek bırakmıyor. Koltuğunda oturup sesini dinliyorsun. Belki bir çay yapıp kitabını okuyorsun. Aklından geçenleri karalıyorsun gazetenin köşesine. Bazen de aklına geliyor. Sen tadını çıkartırken bu havanın, evi olmayanlar nereye sığınıyor acaba? Yağmur yağarken mutlu olamıyorum.

7 Aralık 2014 Pazar


Avrupa'nın en güzel tren istasyonlarından biri olarak bilinen Antwerp Merkez Tren İstasyonu'nu dünya gözüyle görmüş olmak benim için büyük mutluluk. Mimarisine tarihi dokusuna hayran olmamak elde değil.


İnsanlar yalnızlıktan korkuyor. Yalnızım, demek hastayım demekle eşdeğer sayılıyor günümüzde. Peki neden? Yalnızlığın nesi bu kadar tırmalıyor beyninizi? Ben söyleyeyim. Yalnız kaldığınızda beyniniz ve kalbiniz hükme geçer. Kendi içinizden gelen sesleri duymaya başlarsınız ve DÜŞÜNMEYE. Düşünmek? Günümüzde çok az kişinin gerçekleştirdiği bir eylem, nedense teknolojinin onların yerine düşündüğünü sanıyorlar, internette bilgilere erişimin aşırı kolaylığı kendilerini BİLGİLİ sanmalarını sağlıyor. Lakin gerçekler görünenlerden çok farklı. İnternete bağlı hatta mahkum olan, düşünmekten yoksun, boş teneke kafalı bir nesil yetişiyor. Yazık. Çünkü insanlar korkuyor, düşünmekten korkuyor. Çünkü ne kadar çok düşünürsen, o kadar bilgili olursun. Ve bu dünyayı anlayacak kadar bilgiye sahip olan insanlar, hüzne de sahip olurlar. Çünkü aslında hiçbir şey göründüğü kadar kolay, temiz veya güzel değildir. Gözlerini dünyayı tanımaya açmış insanlar bunu bilirler. Ve açık konuşmak gerekirse dostlarım, hüznün dibine vurmam gerekse dahi, düşünmekten vazgeçemem. Düşünmeyen üretmeyen insanlar, dünyanın oksiyenini harcayan boş çuvallardan farksızlar.



19 Mayıs 2014 Pazartesi

Boğazım ağrıyor dostum. Yutkunamıyorum, nefes alamıyorum. Yok yok bacemciklerim değil, hastalanmıyorum yine. Merak etme. Söyleyemediklerim birikmiş sadece. Boğazıma takılmışlar. Söyle artık, söyle kurtul diyorlar. Yak şu gemileri, yağ es gürle. Geriye dönebileceğin bi liman bırakma ki, hep ileriye gitmek zorunda kalasın! Çünkü geçmişte mutluluk bulamazsın! Bu nedenle geçmiş geçmişte kalmalı. Tüm hesaplar kapanmalı.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Някой ако ме пита коя българска дума ми е била най-трудна за произнасяне, ще кажа "разочарование". Но колкото и да е трудна понякога ми се налага да я ползвам... Благодарение на моите приятели.

22 Nisan 2014 Salı

Merak ettim bugün, rüyalar neden var? Hayatla yüzleşmek zorunda kalmamak için mi? İçimizde kalanları söyleyebilmek için mi? Yoksa sadece özlediklerimizle hasret giderebilmek için mi? Bugün rüyamda, senelerdir görmediğim, yüzünü bile unutmuş olduğum birisine sarıldım. Sonra aklıma bir soru geldi, acaba o da bana sarılmış mıydı gerçekten? Cevap hayır, biliyorum. Ama bazen rüya gördüğümüzün farkına varsak bile uyanamayız. Rüyayla gerçek arasında sıkışıp kalırız. Bu oldukça acı veren bir durumdur, en azından ben bugün kalbimin acıdığını hissettim. Nedeni, rüya olduğunu bilmem miydi, yoksa o kişiyi bir daha asla göremeyecek oluşum mu bilemedim.

18 Nisan 2014 Cuma

Bugün kuaföre gittim. Kes gitsin dedim. Kes -şu anılar defolup- gitsin. O da hiç acımadı, sonunda baktım her şey yerle bir olmuş. Anılarım yerde. Ama ben dimdik ayakta!

17 Nisan 2014 Perşembe

Beni iyi tanıyanlar, yüzüme iyi bakmış olanlar bilirler; alnımda renkli bir iz vardır benim. Yeni yeni anlıyorum ki, İzmir'de ilkokul birinci sınıftayken arka sırada oturan arkadaşımın kurşun kalemi alnıma saplayarak bıraktığı iz, bana bir hediyeymiş. Yüzünü bile hatırlamadığım bu çocuk, güvenip de arkamı döndüğüm herkesin, boşluğumu yakaladıkları an nasıl da beni vurabileceklerini göstermiş seneler önce. Yüzüme bakacak cesareti olmayanlar sırtımdan, korkusuz olanlarsa gözlerimin içine baka baka...

Taşıdığım bu izin bir anlamı var. Bu nedenledir ki ne zaman iyiliğin o derin boşluğuna düşüp insanlara güvenmeye kalksam, aynaya bakarım! Bana gerçek dünyayı hatırlatır.

7 Nisan 2014 Pazartesi

Не гледах къде отивам,
Пропаднах в очите ти.



6 Nisan 2014 Pazar

Çevrenizde dilinizi bilmeyen yabancı arkadaşlarınız varsa, onları anlamaya çalışın. Çünkü kendini anlatamamak oldukça zor bir durumdur. Kendi dilinde kolayca anlatabileceğin şeyleri, dilini bilmeyen insanlara anlatmaya çalışmak.. Kelime dağarcığını gözden geçirirsin, duruma en yakın olanları seçmeye çalışırsın. Bi şekilde anlatırsın da. Problem şu ki, yaşadığın olayı anlatırken ne hissettiğini bi türlü anlatamazsın. Ne desen eksik kalır sanki. Ve hep bir soru işareti, acaba anlıyorlar mı beni? Çoğunlukla da anlamazlar. Çünkü her dilin duyguları anlatma şekli farklıdır, kelimeleri tercüme etmekle doğru bir anlatım yapmış olmazsın. Dili de yaşaman gerekir.

06.04.

Zamanı küçümsememek gerek. Dile kolaydır ama gelip geçen bir sene hayatındaki birçok şeyi değiştirebilir. Geçen sene tanımadığın birisi bugün hayatının çok önemli bir parçasıdır belki. Ya da tam tersi, senin için çok değerli birisiyle artık iki yabancı da olabilirsiniz. Yıkıcıdır zaman. Yerle bir eder. Sahip olduklarını alır. Ama insafsız da değildir. Çünkü seni savaşmaya zorlar. Savaştıkça güçlenir ve yeniden ayağa kalkarsın! Evet, zaman seni ayağa kaldırır. Bu nedenledir ki, en iyi dosttur.

4 Nisan 2014 Cuma

Kulaklıklarını takarsın. Müziği sonuna kadar açarsın. Tüm dünya bir fişe bağlıymış da fişini çekmişsin sanki. Sadece sen kalırsın. Evet, kendine olan bütün kızgınlığın hatta nefretin ve sevginle başbaşa kalırsın. Nakaratına geldiğinde şarkının, sen de eşlik edersin bağıra bağıra. İnsanın kendine kendi sesini duyurması zordur bazen. Ki öyle zamanlar vardır kendi sesimizi duymak dahi istemeyiz. Aynalara bile küseriz. Neden?

3 Doors Down - Here Without You (Patrick Ebert Bootleg)

3 Nisan 2014 Perşembe

Има моменти, когато ми се иска да върна времето назад и да премахна тъгата, но имам чувството, че заедно с нея ще си отиде и радостта. Затова приемам спомените си такива, каквито са.
Никълъс Спаркс



2 Nisan 2014 Çarşamba

Sürekli soruyorlar bana, efendim neden her şeyin fotoğrafını çekiyormuşum. Günlük tutmaz mısınız siz hiç? Bu da benim günlük tutma şeklim. Aylar sonra gece yatmadan önce çektiğim fotoğraflara bakarım bazen. Anılarım aklıma gelir. Unuttuğum ufak detaylar. Fotoğrafları sevmemin en büyük nedeni de budur zaten. Kimsenin görmediği detayları çeker, onların gözüne gözüne sokarsın.